30 Mart 2017 Perşembe

Ne Var Ne Yok? - 30 Mart 2017

30 Mart 2017 gazetelerine bakış

Manşet: Kanıt Mı Dediniz!
ABD Büyükelçiliği'nin Adil Öksüz'ü 21 Temmuz'da araması Star'ın manşetinde. Soru sormuyor, sinirli! Elçiliğin cevabı pek memnun etmedi bu cenahı. Zaten Binali Yıldırım'ın yorumu da hemen yanda verilmiş. Gazetenin bakışına göre bir değerlendirme. Belki de Yıldırım'ın cevabına göre hareket etmiştir Star. Sürmanşette milliyetçilik pompalayan bir başlık mevcut. Günler yaklaştıkça ton artıyor. YGS birincisi Ahsen de unutulmamış, sağda. Manşet altında "Kirli Tiyatro" başlıklı haberde Yozgat ve Ankara'da "hayır ittifakı"nın yaptığı iddia edilen "gizli" işler açığa çıkarılmış. Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Atilla'nın tutuklanması ancak bugün ele alınmış. Demek ki bir şeyler beklediler yazmak için. Olay yine FETÖ'nün bu arada. Göreve iade edilen 146 kişinin haberi en alta başlık olarak yer etmiş. Abeylegesse ve Bulut için çıkan karar da en altta duyuruluyor. Sadece isimleri ile hitap etme işini sevemiyorum ben.

Manşet: Büyük Saadet
Posta, Uluslararası Cesur Kadın Ödülü'nü alan Saadet Özkan'ı manşetleştirmiş. Ödülü Trump'tan aldığı da vurgulanıyor. Mehmet Hakan Atilla ile ilgili yeni bir gelişme sağ en altta. Adil Öksüz haberi de en alt kısımda. Başlıkta Başbakan'ın cevabı var. Demek ki Posta da ikna olamamış. Ama en azından Star'a göre daha düzgün bir fotoğrafı verilmiş Öksüz'ün. Fırat Kalkanı'nın sona ermesini de görmüş gazete. Eşine şiddet uygulayan Nusret Limonçiçeği'nin indirimsiz ve üst limitten ceza alması gözden kaçırılmamış. Solda o da. Logo altında 2 haber; Bulut ve Abeylegesse'nin madalyalarının geri alınması "Milli Utanç" diye aktarılıyor. Yanındaki haber ise Serenay Sarıkaya'nın dev görselini barındırıyor. Sığamamış ki barındırsın esasında. Yine de doğal olarak görülmesin sonuçta.


Manşet: ABD Elçiliği'nin FETÖ hassasiyeti!
Adil Öksüz haberine manşette yer açan Yeniçağ, olaya çoğu gazetenin baktığı gibi bakmış. Esasında muhaliflik gereği sorgulama yapması yakışırdı. Bu haberin içine ise Atilla hakkındaki bir haber konulmuş. Bakan Zeybekci'nin olay üzerine yorumu yanında. Manidarmış bu iş. Genel olarak iki hadisenin birbirine bu kadar yakın şekilde sunulması esasında "manidar" olan. Sürmanşette gündem Kerkük. Protesto haberi duyuruluyor. Ortada gazi babasının CHP mitingindeki sözlerine yer ayrılmış. Kanallar sesini kısmıştı ama bu gazeteler yazıyor. Sağ olsunlar. Erdoğan'ın güzellik merkezleri ile ilgili bir kararnameyi etkinlik sırasında imzalaması küçük de olsa gözden kaçmamış. Sanırım bir Putin hevesi geldi. Sağ tarafta MHP'li muhaliflerden gelişmeler var. Ayırca Musul'da IŞİD'in yaptığı katliam küçükçe yer bulmuş. En azından ilk sayfaya almışlar.

Dört manşet



Yeni Şafak: ALMAN VAKIFLARI İNCELENSİN

*Almanya'da imamlara yönelik kararlardan sonra Yeni Şafak karşı formülü sunmuş. Spotun sonunda "alınmalı" diyorlar, uyarıyorlar...


Takvim: TELÖRİSTE BAK!

*Takvim, Adil Öksüz gelişmesini manşet yapmasa olmazdı. Üstelik başlığı da yine "şahane". Ben artık gazetenin sırf böyle başlıklar atması için özel bir birim kurduğunu düşünüyorum.


BirGün: Çağdaşlık yol ya da inşaat demek değil!

*Erdoğan'ın geçtiğimiz günlerde ziyaret ettiği "Hayır" çadırındaki çağdaşlık polemiğine BirGün çok güzel yaklaşmış. Biz de diyoruz işte her şey beton değil.


evrensel: Kürtlere farklı hukuk

*F Tipi'nin kumpaslarının birer birer kapatılmasına karşın KCK davalarının hala bir sopa gibi kullanılması evrensel'in gündeminde. Bu da yalan bu da düzmece. Ama mesele başka demek ki! İşine gelince FETÖ'nün kaldığı yerden devam edilir.

Fotoğraflar: http://www.gazeteoku.com/gazete-mansetleri.html

29 Mart 2017 Çarşamba

Ne Var Ne Yok? - 29 Mart 2017

29 Mart 2017 gazetelerine bakış

Manşet: Kerkük Valisi Kışkırtıyor
Kerkük'te Kürdistan bayrağının resmi kurumlarda kullanılmaya başlanması kararı Yeni Şafak'ın gündeminde. Vali Necmettin Kerim odak noktası. "Hayır" ittifakına o da katılmış. Tabi Türkiye'deki bayrak olayı sonrası böyle çıkışların yapılması normal. O sıra dağılanları tekrar toplama çabası diye görüyorum bu tutumu. Sürmanşette Erdoğan'ın sözleri var. "Hayır" standını ziyaret etmesi, onun sözleri üzerinden aktarılıyor. Yanda gazetenin sandık nabzını ölçtüğü serisi mevcut. Tabi yine destekleyici görüşler var. Üstüne bir de başlık konuyu kilitliyor; "sandık var canım diktatör olmaz"... Sol en altta Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla'nın tutuklanması "skandal" diye görülmüş. Tabi Yeni Şafak'a göre biraz küçük kalmış bu haber. Skandalsa madem bas bas bağırması gerekiyordu. Yanında ABD'ye yönelik bir haber dikkat çekiyor. Yine birkaç gündür süren bir anlayışla yapılmış. Alttaki FETÖ'nün gizli toplantısını aktaran haberde akılma şu takılıyor; 7 kişiden bir yeniden yapılanma çıkar mı? Tartışılır. Korkutma haberciliğinin sınırı yok ne yazık ki. Sağda Almanya - FETÖ "dostluğu" hakkında bir iddia var. Son olarak Başbakan logo yanında yer bulabilmiş kendine.

Manşet: Avrupalılar Geliyor!
İlk olarak görünce "n'oluyoruz?" diyesi geliyor insanın. Neyse ki şezlong resmini fark edince, Milliyet'in haberinde turistlerin geleceğini anlıyoruz. Sürekli kızıp bağırsak da Avrupa'ya el muhtaç! Bir zamanların "Türkler Geliyor" (hatta başına "Anneciğim" de eklenirdi) başlıkları yerini buna bıraktı demek ki. Sağda en büyük boyutta Cumhurbaşkanı'nın "Hayır" çadırını ziyareti paylaşılıyor. Tabi Erdoğan'ın, çağdaşlığı salt betondan ibaret gördüğü cevabı seçmiş gazete başlığa ama stanttaki görevlilerin de farklı şeyler anlattığını unutmayalım. Kılıçdaroğlu'nun buna cevabı en altta küçük bir yerde. Araya Binali Yıldırım girmiş. Aslında hemen peşine konumlandırılsaymış güzel olurmuş. Alttaki diğer haberler karışık türden. Tillerson'un ziyareti göze çarpıyor. Aynı şekilde logo civarında da çeşitli haberler bir arada. Dursun Özbek'in sözleri Yeni Şafak'ta olduğu gibi ilk sayfaya düşmüş. Tabi bir çaba var neticede. Onca Galatasaraylı'ya sırt dönemez gazeteler. Ortadaki büyük fotoğraflı Erciyes haberi okuyucuyu "çağırıyor".

Manşet: Gerilim Siyaseti İşçilere Nasıl Yansıdı?
evrensel, işçilere bu kez Avrupa ile doğan "gerginliğin" ölçeğinde ses olmuş. Emekçilerin anlattıklarına göre krizin ilk günlerinde evete dönüş yaşanmış. Benzer sandık haberleri manşetin çevresinde. Erdoğan'ın "hayır" standı ziyareti sarı kutu içinde ve CHP'lilerin tarafından verilmiş. 20. Metin Göktepe Ödülleri'nin kazananları sürmanşette. Bu anlamlı ödüllere layık görülenlere tebrikler. En altta Suriyeli çocukların artık 5 yaşa kadar düşen çalışma yaşı ile ilgili bir mesele ele alınmış. Son günlerin fesih tartışması sağ üstte değerlendiriliyor. En altta da Özgür Gündem cezalarından bir yenisi paylaşılıyor.




Dört manşet



Star: AVRUPA'NIN EVET KABUSU

*Star, Prof. Dr. Nursin Ateşoğlu Güney'in değerlendirmelerini manşetleştirmiş. Avrupa CHP'den de çok çalışıyormuş ve 16 Nisan son şansmış.


Milat: YEŞİL HAİN!

*Sessiz sedasız destekleyici güç olarak çalışan Milat, bugün bayağı mide bulandırıcı bir manşet hazırlamış. Cem Özdemir hedefte. Spottaki "sözde Türk" ibaresinden, yanda "FETÖ'nün Finoları" sözüne kadar nefret kusuyor. İkinci paragrafın alt başlığında ve metninde Özdemir ile teklifi birlikte hazırladığı öne sürülen Sahra Wagenknecht hakkında ayrımcı ifadeler var. Halbuki haberin konusu ile bir ilgisi olmamasına rağmen.


Yurt: ÇADIR BASKINI!

*Yurt, Erdoğan'ın hayır çadırı ziyaretini baskın olarak duyurmuş. Spottaki cümleler de yaşananların büyük olaylar doğurduğunu düşündürüyor. Diyaloglarda ise gerginliğin yükseldiği konuşmalar seçilmiş.


Aydınlık: KÜLLİYE'DE PARALEL HÜKÜMET

*Aydınlık son günlerdeki ilgi çekici manşetlerine devam ediyor. Gezi'den bu yana "Erdoğan yanlış yönlendiriliyor" söylemini zaman zaman duyuyoruz. Gazete yine bu noktaya değinmiş. Erdoğan aslında daha farklı yönetebilirmiş. Danışmanların hedefinde Vatan Partisi de varmış. Bir dönem Binali Yıldırım da Başdanışman iken paralel hükümetin başıydı sonra normal hükümetin başına geçti. Sonu "aydınlık" olsun.

Ne Var Ne Yok? - 28 Mart 2017



evrensel'den spor yazılarını zevkle okuduğum Mithat Fabian Sözmen, gazete incelemelerine başlamış. Çok da güzel olmuş. Işık olsun bize.

https://www.evrensel.net/haber/313792/gazetelerde-ne-var-ne-yok-28-mart-2017

28 Mart 2017 Salı

28 Mart 2017 gazetelerine bakış

Manşet: Kripto Hainleri Bu Harita Çözecek
Akşam "özel" bir haberle karşımızda. Pensilvanya'da Gülen'in kaldığı yere yakın oteller bir bir araştırılıp 17-25 Aralık'tan sonra da ziyarete gitmeye devam eden "kriptolar" ortaya çıkarılacakmış. Sürmanşette Erdoğan'ın Bild'e cevabı var. Hem Almanya gazetesinin hem de Erdoğan'ın yorumu yanlış. Siyasette, sadece bu referandum özelinde söylemiyorum, "Atatürk ..... yapardı", "Atatürk ....'ya oy verirdi" gibi söylemleri kabul etmek mümkün değil. Hem en başta hayatta olmayan bir insanın yerine irade koyuluyor hem de Atatürk'ün konumu malzeme yapılarak oy toplanmaya çalışılıyor. En altta yurt dışı oyların kullanımına başlanılması ve Safitürk'ün katillerinin yakalanması gelişmeleri mevcut. Yalnız Safitürk haberinde olayın kendisi yerine Soylu'nun mesajının iletilmesi şık olmamış. Sağda demeçler var. En altta da Murat Kelkitlioğlu'nun yorumu; İş bitmiş!

Manşet: 'İbre Yükselişte'
Ciner Medya'nın ortak yayınına katılan Erdoğan'ın sözleri doğal olarak Habertürk'ün manşetinde yerini almış. Mavi zemin rengindeki alanda programda değindiği meseleler üzerine yorumları paylaşılmış. Evet yönünde iyi haberler var anlaşılan. Aynı şekilde manşet altına yerleşen Binali Yıldırım demeci de durumu destekliyor. Habertürk de gümrük oylarını duyuruyor. Sol en altta bir başlık ve küçük bir fotoğrafla. Yanında Kılıçdaroğlu yer bulabilmiş kendine. Ortada FETÖ haberleri sıralanmış.





Manşet: Muhtar sadece Saray'da özgür
CHP'nin toplantısına katılan muhtarların soruşturmaya tabi tutulması, çoğu gazete bahsetmese de Cumhuriyet için manşet olmuş. Tabi şu da var. Muhtarların Cumhurbaşkanı'nın düzenlediği bir toplantıya katılması ile bir partinin toplantısına katılması atasında fark söz konusu mu bilemedim. Hukuki detayına bakmak gerek. Ama yine de Cumhurbaşkanı'nın da o toplantılarda muhtarların dertlerini dinlemeyip, çözüm aramadığı ve tarafsızlığını zedeleyici konuşmalar tertiplediği malum. Yaşananlar tutarsızlığın kanıtı. Bugünkü gazeteler içinde Cumhuriyet yurt dışı oylamasına geniş ver ayırmış. Fotoğraf ağırlıklı olsa da metin doyurucu. Başlık ise hayır kelimesinin "azizliğine" uğramış. Tüh. Orta altta ekonomi ile ilgili önemli bir vaziyet aktarılıyor. Altınalan'ın cenazesi de siyah zeminde unutulmamış ama maalesef küçük. Sağ kısımda adli haberleri görüyoruz. Gazeteye konuşan bir diş hekiminin "cezası" sürgün olmuş ne yazık ki. Necati Savaş'ı aldığı ödül vesilesiyle ben de tebrik ediyorum.

Dört manşet



Karar: KAOS ZULASINA ÖZEL TAKİP

*Tıpkı Akşam gibi Karar da bir FETÖ özel haberi ile çıkmış. Bayağı para varmış ve bunlar kaos için kullanılmadan el konulması gerekiyormuş.


Takvim: AL SANA CEVAP

*Takvim, yurt dışı oylarına çook farklı bir yerden bakmış. Evet oyu verdiği iddia edilen bir yurttaşın pusula fotoğrafı Avrupa'ya cevap olmuş. Haber içinde geçen "gavura vurur gibi" ifadesine dikkat. Gerçi gazete de o sözü koyulaştırmış. Her zamanki gibi manşete basan ayakların sahibini söyleyelim; Amine Gülşe. Sebebini de biliyorsunuz.


BirGün: 'Üst akıl' için müthiş fırsat

*BirGün, başkanlık sistemi eleştirisini bir de böyle denemiş. Tarih ne yazık ki gazetenin de dediği gibi kötü örneklerle dolu. Hayır olsun.


evrensel: Eker'e hayır dediler İŞTEN ATILDILAR

*İşçinin sesi evrensel, yine bir skandalı aktarıyor bizlere. Ne söylenebilir ki. Hele bir de manşetin yanında verilen diğer bağlantılı haber iyice korkunun nereye vardığını gösteriyor.

Fotoğraflar: http://www.gazeteoku.com/gazete-mansetleri.html

27 Mart 2017 Pazartesi

27 Mart 2017 gazetelerine bakış

Manşet: CHP'nin 20 Yalanı Tek Tek Çürütüldü
Referandum süreci boyunca iki cephenin de zaman zaman çok farklı şeyler anlatması kafaları da karıştırıyor. "Hayır" tarafının iddialarına karşı AKP'nin hazırladığı kitapçığı duyuruyor Sabah. Bahsedilen her maddeyi tartışmak ayrı bir yazı hatta ayrı bir blog konusu. Nereden bakarsan öyle görürsün durumu biraz da. Keşke yayınlarımız bu kritik süreçte daha ciddi eğilse meseleye. Haliyle bize düşen de teklifin ham halini okumak olacak. Logo civarında magazinsel gelişmelere ağırlık veren gazete yurt dışı seçmenlerin oylamaya başladığını da haber veriyor. Orta kısımda Erdoğan'ın sözleri dikkat çekiyor. Bu ifadeler Avrupa'ya dönük. Lakin biraz da yurt içine yönelik "gelinim sen anla" gayesi yok mu? Yıldırım ve Bahçeli de küçüle küçüle sıralanmış alt tarafa. Sağ kısım FETÖ üzerine. Şükür ve Erdem'in ihracı ile muradına eren Sabah, öte yandan Daily Sabah'ın engellenmesi iddialarına sahip çıkmaya devam etmiş ve işi FETÖ'ye bağlamış. AP'den konu ile ilgili yalanlama gelmişti oysa.

Manşet: Süpürme Harekâtı
"Konumunun" getirdiği sorumluluk sebebiyle daha genel bir haberi okuyucuları ile paylaşan Hürriyet, terör operasyonlarını aktarıyor. Sabah'ta alt kısımda yer alıyor bu arada. Altında ilişkili olarak YPG'liler'den bir haber var. Sol en üstte Şükür ve Erdem'in ihraçları yer bulmuş. "Aidattan İhraç" başlığı ile olayın aslında FETÖ'den kaynaklanmadığını öne çıkarma politikası güdülmüş. Spotta kararın hükümet tepkisine karşı bir "formül" olduğu belirtiliyor. Yanındaki küçük kutuda konuyla ilgili olarak Bakan Kılıç'ın sözleri ilave edilmiş. Sağda Kanal D'nin yeni bir dizisinin duyurusu göze çarpıyor. Çarpmasının nedeni de malum orantısız ve dizi ile alakasız kadın fotoğrafı. Solda ayrıca Yağmur'un tacizcisinin tahliyesi sonrası ailesine söz veriliyor. İsmail Saymaz'ın Ali İsmail Korkmaz haberi de ihmal edilmemiş. Orta kısımda Bulgaristan seçimleri de önemsenmiş. Yapılan bir uygulamadan doğan sıkıntılar dile getirilmiş. Sağ alt kısım referandum nabzını ölçüyor. Cumhurbaşkanı büyük payı kapmış. Farklı bir sözü başlık olarak seçilmiş. Altta da diğer liderler mevcut. Bahçeli'nin alanı en azı.

Manşet: Dört adımda yargıdan kurtulmanın formülü
BirGün, öngörülen yeni sistemle yönetim kadrosunun yargı ile nasıl "yüzleşemeyeceğini" manşetleştirmiş. Yazı İlhan Cihaner'e ait ve kulak verilmeli. Sürmanşette Eski Ekonomi Bakanı Hikmet Uluğbay'ın günümüz tablosu üzerine yorumu konumlanmış. Manşet altında çocuklarla ilgili hassas bir haber söz konusu. Daha güzel günler gelecek umarım... Alt kısımda referandum gelişmeleri sıralanıyor. Özgür Özel'in anket uyarısına dikkat. Sinan Oğan'ın etkinliğine düzenlenen yeni bir saldırı da sağda. Erdoğan'ın 7 Haziran yorumu da imalı bir başlıkla veriliyor.





Dört manşet



Yeni Şafak: ABD FENA YAKALANDI

*Son birkaç gündür ABD'ye yönelik eleştirel haberlerle dikkat çeken Yeni Şafak yine benzer bir yolla bugün okuyucularına hazırlanmış. Direkt Trump yönetimini hedefe koymuyor ama başlık ülkeyi kapsayacak cinsten.


Akşam: GÜLEN TERÖRİST

*Yeni Şafak'ın zıttı bir tarzda Akşam haberi var. Trump'ın dış politika danışmanı Phares ne güzel konuşmuş, ağzından bal damlamış. Sağdaki iki haberle "destek" artırılmış. Yanaklarını sıkmalık bu Trump!


Sözcü: Gelinini, teyzesinin kızını amcasını, 5 yeğenini ve komşusunu müdür yaptı

*Bu "süper" insan Düzce'nin AKP'li Belediye Başkanı Mehmet Keleş. Sözcü erinmemiş başlığa hepsini almış. Tabi ne kadar eksik yazsa o kadar ayıp olurdu başkana.


Aydınlık: ADİL ÖKSÜZ SUSKUNLUĞU

*Aydınlık, dün "Adil Öksüz AKP'li Vekilin Aracıyla Kaçtı" başlığından sonra bugün mesele üzerinde durmaya devam ediyor. İktidarın sessizliğinden dem vuruluyor. Gelen yalanlamaları da prosedürden sayıyor. Solda mesele ile ilgili olan bir haber de mevcut. Tabi "siyasi ayak" konusunda neler yaptırır bilinmez ama konuşulduğu kesin. Bakalım sonuçları ne olacak? Bu arada haberin Ulusal Kanal'daki linkine engel konulmuş.

Berat Albayrak: "Bütün vatan hainleri hayır diyor."

Fotoğraf: http://haber.sol.org.tr/

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, tek tek terör örgütlerini listelemek yerine bir torbaya sıkıştırmış;

“Bütün ‘Hayır’ diyenler vatan haini değil, böyle bir şey demiyoruz ama bir şeyin altını çizmemiz lazım. Bütün vatan hainleri ‘Hayır’ diyor. Bunu görmemiz lazım. Ne kadar vatan haini varsa ‘Hayır’ diyor. Bu ince çizgi o kadar önemli ki. Kimin kimle iş tuttuğu, kimin kimin yanında saf tuttuğu. ‘Ülke bölünecek!’ Bu anayasa teklifinde ülke bölünecek olsa ilk ‘Evet’ diyecek olan Kandil’dir, İmralı’dır. Ülke bölünecek olsa ilk FETÖ’dür, malum terör örgütleridir.”

Oktay Saral: "Hürriyet İsrail zihniyetine sahip kişiler tarafından kurulmuştur."


Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Oktay Saral keşke bu iddiasını öne sürerken Sedat Simavi'yi düşünseydi, düşünüp saygı duysaydı;

“Hürriyet 1948’de kurulmuştur. 1948 İsrail’in kuruluş tarihidir. İsrail zihniyetine sahip kişiler tarafından kurulmuştur. Hürriyet Türkiye değerlerini yıkma noktasında rol almıştır. Mahiyeti budur. Bunlar kaos mihrakçısı. Aydın Doğan’ın bu ülkenin medeniyetiyle, değerleriyle zerre kadar alakası olmamıştır. Yaşantısıyla zihniyetiyle hangi zümrelere ait olduğu bellidir. Aydın Doğan bu ülkeye aitmiş gibi görünen ama bu ülkeye ait olmayan biridir.”

26 Mart 2017 Pazar

Bekir Bozdağ: "FETÖ'nün yargıdaki gücünü sağlayan adımın faili CHP'dir."


Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, yine bir ihaleyi CHP'ye bırakmış;

“Kurduğumuz mekanizmayı o zaman CHP, Anayasa Mahkemesi’ne götürdü ve iptal ettirdi. ‘Her bir hakim ve savcı HSYK üyeliği için bir kişiye oy verecek’ kuralı vardı, bunu seçme hakkının önünde engel görüp iptal ettirdi. Ortaya çıkan olumsuzluk, Ak Parti’nin anayasada yaptığı değişikliğin sonucu değildir. Bu CHP’nin Anayasa Mahkemesi’ne götürdüğü iptal davasının zorunlu sonucudur. FETÖ’nün Türk yargısının içerisinde güç sahibi, yetkisi sahibi olmasını sağlayan adımın faili ve müsebbibi CHP’dir.”

25 Mart 2017 Cumartesi

Yeni bir program

10 Şubat'ta ilk gönderiyi attığımdan bu yana bayağı olmuş. Sayfa incelemelerim pek tabi ki akademik düzeyde değil. Şimdilik böyle bir iddiam da yok. Tamamen tarafsız da değilim, biliyorum. Elimden geldiğince hak teslim etmeye çabalarım lakin bir duruş noktam da var.

İlk iki gün 18'er gazete incelemiştim. Sonra bunu Hafta içi her gün 5 gazete ve iki ilave manşet olarak değiştirdim. Malumunuz ki okul, ders çalışma, kitap okuma, başka diğer uğraşlara eğilme vesaire derken ya buraya olan ilgim azalıyor ya da diğer yapılacaklara süre kalamıyor. Her zaman nitelikli işler çıkarma amacında oldum. Oluşturduğum her blogda ve sosyal medya hesabında bu böyle.

Gazeteleri biraz daha azaltma yoluna gidiyorum. Artık hafta sonları da dahil. Günde 3 gazete ve ilave 4 manşet olacak. Bununla birlikte artık daha detaylı ve yorulmadan inceleme fırsatı doğar diye düşünüyorum. Hem de daha nitelikli paylaşımlar gerçekleştirebilirim.

Eski programda yer verdiğim Yeni Akit, Milat, Ortadoğu ve Yeni Asya gazetelerini çıkardım. Tabi ki bu gazeteler "ilginç" işlere imza atarlarsa paylaşırım. Bununla birlikte toplumsal hadiselerde o güne özel olarak tüm gazete manşetlerine bakacağız.

Yeni program şöyle;

Pazartesi: Sabah, Hürriyet, BirGün.

Salı: Akşam, Habertürk, Cumhuriyet.

Çarşamba: Yeni Şafak, Milliyet, evrensel.

Perşembe: Star, Posta, Yeniçağ.

Cuma: Türkiye, Vatan, Yurt.

Cumartesi: Takvim, Aydınlık, Sözcü.

Pazar: Güneş, Karar, Milli Gazete.

24 Mart 2017 Cuma

24 Mart 2017 gazetelerine bakış

Manşet: PKK'nın Evet Korkusu
Güneş, bir kez daha hayır oyu vermeyi düşünen yurttaşları teröristlerle bir tutuyor. Sürekli böyle bir çaba içine girilmesi asıl korkanın kim olduğunu sorduruyor. Solda Erdoğan'ın Avrupa'ya yönelik sözleri aktarılıyor. Başlık halinde verdikleri Londra saldırganı gelişmesi de tuhaf okunmuş. İngiliz vatandaşı olabilir ki bu onun cani ruhunu değiştirmez. Gazete burada bir şeyler ima ediyor ama Türkiye'deki bazı saldırılar da Türkiye vatandaşları tarafından gerçekleştirilmiyor mu? İlla derine dalıp köklere bakmak isteniyorsa saldırgan zaten İngiliz kökenli değil. Alt orta kısımda Merkel'le ilgili bir haber dikkat çekiyor. Görseli hatırladınız mı? Geçen haftanın manşetini "süslüyordu". Haberin konusu olan olay teyit edilmeli. Altında Albayrak'ın yorumu dikkat çekici. Eleştirilere kapalı olmak böyle bir şey sanırım. En altta Vatan Partisi ile ilgili bir iddia ortaya atılmış. Ama sadece başlık biçiminde. Bu da sözü edilen kişinin parti içi pozisyonuna ipucu. Logo üstündeki sağlık haberinde kadın görseli gözden kaçmasın son olarak.

Manşet: 'Alçak' Uçuş
Milat, 15 Temmuz konulu bir haberle karşımızda. Buna göre girişimin planı yıllar önce başlamış ve örgüt planlı bir biçimde pilot seçimi yapmış. E peki TSK ne yapmış? Manşet altında İngiltere saldırısı ile ilgili bir "ama"sı var gazetenin. Okumanın lüzumu yok. Yanda Başbakan'ın sözleri konumlanmış. Altta bir "aşiret-evet" temalı haber var. Sandık süreci boyunca bunlara çok rastlıyoruz. Güneş'te solda yer alan Erdoğan'ın sözleri burada aynı başlıkla en üste konumlanmış. Logo yanında dikkat çekici şekilde yer eden Fatih Şahin de "evet çorbası"na tuzunu katıyor.




Manşet: Süper Tansiyon
Suriye'de ABD ve Rusya'nın YPG üzerinden hamlelere geçmesi Habertürk tarafından böyle duyuruluyor. Asker cenazesi de bu alan içinde paylaşılmış. Ne yazık ki küçücük. Sol en altta İngiltere saldırısının IŞİD tarafından üstlenildiği ilan ediliyor. Terör konulu olması sebebiyle bir FETÖ itirafçısının sözleri de hemen yanında. Sağda Erdoğan büyük payı almış. Ama başlık farklı. Altında Kemal Kılıçdaroğlu ve Binali Yıldırım var. Başbakan'ın sözleri daha büyük yer etmiş. iPhone'lara sızma olayı yine gazete için önemli bir mesele olmayı sürdürüyor. Bu kez logonun yanında.




Manşet: Rusya Ateşle Oynuyor
Suriye'deki gelişmeler sonrası maslahatgüzarın bakanlığa çağrılmasını Ortadoğu, böyle görmüş. "Rusya akıllı olacak!" Sürmanşette Bahçeli'nin Bursa mitinginin duyurusu var. Logo yanında işsizlik rakamı yer bulmuş. Lakin bu kadar küçük verilmeli miydi? Asker cenazesi orta bölümde büyük fotoğrafla ve siyah zeminde aktarılıyor. Sol kısma İngiltere Başbakanı May'in saldırganın kimliği hakkındaki açıklaması konulmuş. Ortadoğu da bunu öne çıkarmış. Adana'daki GDO'lu ekmek iddiası GDO'ya rastlanılmaması üzerine kapandı. Ortada en altta haberi yer alıyor. Milat'ın manşet konusu yaptığı olay burada gazetenin sağ en alt kısmına yerleşebilmiş. Sağda Erdoğan ve Yıldırım sıralanıyor ayrıca. Erdoğan'ın "güven veren" sözleri başlık olarak seçilmiş.


Manşet: Yalancıyız Ahlâksızız
Milli Gazete bugün özel ve geniş bir konuyu manşetleştirmiş. Eski CİA Ajanı John Nixon'ın Irak ile ilgili itiraflarını son dönemde dile getirmesi ve kitaplaştırması eleştiriliyor. Sözler tabi ki Nixon'dan çıkmadı ama onun ve bütün sorumluların öyle olduklarını biliyoruz. Solda Çavuşoğlu'nun demeci aynen başlık yapılmış. Bir anlamda eleştiri var esasında. İşsizlik rakamı burada da unutulmamış. En altta o da. Logo üstünde Çukurca'daki asker kaybı paylaşılıyor. Bugün çoğu yerde göremediğimiz bir haberdi.






İki manşet



Yeni Şafak: Çocukları Öldürme Talimatı

*Yeni Şafak'ın Trump yönetimi üzerine ilk eleştirel haberi olabilir bu. Artık sabır da bir yere kadar mı dediler bilemedim. Neyse zaman içinde daha net görürüz tavırlarını.


Sözcü: Evet için cumhuriyet düşmanına saldırdılar

*Sözcü, AKP'nin Diyarbakır'da astırdığı olay pankartı gündem yapmış. Ben ilk duyduğum andan itibaren montaj olsun istemiştim ama çok şey istemişim, özür dilerim...

23 Mart 2017 Perşembe

23 Mart 2017 gazetelerine bakış

Manşet: Delikanlı Gibi Ortaya Çık Avrupa
Bu hafta başındaki "maskeli balo" söyleminin bir benzeri var Türkiye'nin manşetinde. Sözler Cumhurbaşkanı'nın. "Delikanlı Gibi" kısmı sarı renkle vurgulanmış. Tipik bir cinsiyetçi söylem üretimi. Solda ikinci sıradaki haber dünkü İngiltere saldırısından. Manşetteki haberde Erdoğan'ın alt başlıkla vurgulanan sözleri bu olayla bayağı ilişkilendirilmişti dün gece. Saldırı haberinin boyutu da tartışmalı. Hangi coğrafya olursa olsun, rakamlar ne olursa olsun bu kadar basitçe yansıtılmamalı ölüm, saldırı haberleri. Bu haberin üstünde bir sağlık sistemi övgüsü yer etmiş. Almanya'nın yeni cumhurbaşkanına karşı "siftahı" yapmış gazete. Ortada Başbakan'dan bir haber mevcut. Norveç'in NATO'da görevli firari kişileri kabul etme kararı alması da yine gazeteyi "kızdıran" gelişmelerden.

Manşet: Zihin Fukara Olunca Akıl Ukala Olur
Bir Erdoğan "deyişi" ile karşımızda Yeni Akit. Bu sözün değişik versiyonları da var. Namık Kemal'e atfedenler de var. Neyse, sözler Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelikmiş bu arada. Sürmanşet Said Nursi'yi anıyor. Logo yanında bir Sivas mağduriyeti haberi dikkat çekiyor. Solda Kılıçdaroğlu'na yüklenilen bir haber var. Söyledikleri, endişeleri doğru olmasına rağmen gazete bunları "gaf" ve "itiraf" diye görmek istemiş. Londra saldırısı ise sağ en altta küçük bir başlıkla "geçiştirilmiş." Rakamlar da yanlış. Baskıya erken girme durumu mu oldu bilemedim ama şu gerçek ki böyle sadece bir başlıkla duyurmak katliama içten içe ses çıkarmamak demektir. Böyle olmamalı.



Manşet: Yasağın Nedeni O Mu?
ABD ve İngiltere'nin laptop, tablet yasağını farklı bir pencereden sorguluyor Vatan. Sağa sola saldırma, öfkeli üslup, komplocu bakış yok. Manşetin altında Londra saldırısı yer etmiş. Saldırganın kullandığı araçtan yola çıkılarak "4X4 Terör" denmiş ama 4x4 övgü olarak da kullanılabiliyor. Biraz talihsiz bir seçim. Norveç'in kararı sağ en altta "kıyak" diye duyuruluyor. Erdoğan ve altında Yıldırım dizaynı bugün baktığımız diğer gazetelerdeki gibi burada da görülüyor. Kılıçdaroğlu'na küçük bir pay kalmış. Erdoğan'ın eleştirilen sözlerinin başlık olarak seçilmesi iyi bir yayın politikası değil bence. Bu tip söylemleri yeniden üretmek yerine başka demeçleri kullanmak gerek diye düşünüyorum.



Manşet: Bediüzzaman Cevap Veriyor
Said Nursi'nin ölüm yıl dönümü Yeni Asya için tek gündem konusu doğal olarak. Atılan başlığa bakınca insan bi' şüpheleniyor ama cevaplar Risale'deymiş. Başka da bir haber yok. Tabi böyle kapaklarda genellikle ikinci sayfaya ikinci bir kapak da konur. Yeni Asya öyle yaptı mı bilemedim. Fransa'daki spor gazetesi L'Équipe de önemli bir spor insanı hayatını kaybettiğinde bu tip minimal kapaklar hazırlar. Ben sadeliği severim açıkçası. Yine de böyle olunca bir dergi hüviyetine büründüğünü söylemek de mümkün. Son olarak gazete, muhabiri Nur Ener'in tutukluluğunu Nursi ile anlatan bir karikatürü de ilave etmiş.




Manşet: Türkiye Twitter'ın Yasak Şampiyonu
Twitter'ın dün açıkladığı Şeffaflık Raporu bugünkü gazetelerimiz içinde sadece Yurt'ta yer etmiş. Üstelik manşetten veriliyor. Durum vahim. Gazetede geçen hafta göremediğim "Perşembe Söyleşileri", "Altan Öymen İle Referandum Söyleşileri"ne dönmüş. Acaba her hafta Öymen mi olacak? Londra saldırısı solda ilk sırada ama küçük. Hatay'da 1 askerin hayatını kaybetmesi gözden kaçmamış. Tayfun Talipoğlu'nun cenazesi de unutulmamış.






İki manşet



Akşam: THY'Yİ DURDURMAMIZ GEREKİYOR

*Akşam, ABD ve İngiltere'nin aldığı uçak kararının perdesini "aralıyor." Tam da bu cenahtan beklenebilecek bir haber tarzı. Bugün Yeni Şafak'ta da aynı mesele var. Lakin spottaki ifadelere dikkat edin. "Biz yine de Trump'a laf etmeyelim" demiş Akşam. Kararı ABD'li havayolu şirketleri almış, gariban Trump da onaylamak zorunda kalmış. Yoksa bu karar çıkmazdı di mi?


Cumhuriyet: Bu bakışa HAYIR

*Erdoğan'ın dünkü sözlerine bir tepki manşeti hazırlamış Cumhuriyet. Gazeteciler için söylediği demeçlerin de yer alması dolayısıyla bizler açısından da özel bir manşet olmuş.

Binali Yıldırım: "'Hayır'cılar terörist değil ama teröristler 'Hayır' diyor."


Başbakan Binali Yıldırım, derin felsefi yorumu ile beyin yaktı;

“Hayır’ diyene tabii ki saygımız var. ‘Hayır’ da, ‘Evet’ de başımızın, gözümüzün üstündedir. ‘Hayır’ diyenler terörist değildir. Ama teröristlerin, Türkiye düşmanlarının ‘Hayır’ dediğini görelim, ona göre kararımızı verelim.”

Faruk Çelik: "Siz bize sordunuz mu krallığı kurarken, yok."


Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, Cumhurbaşkanlığı Sistemi'ni eleştiren Avrupa'ya ameliyatlı yerinden bir soru sordu;

“Size ne oluyor kardeşim. Biz ister Cumhurbaşkanı, Başbakan, ister Cumhurbaşkanlığı sistemiyle idare ediliriz, size ne. Burada anayasa değişikliği yaparken, sistemi kendimiz oluştururken, biz karar veremeyeceğiz, size mi soracağız. Siz bize sordunuz mu krallığı kurarken, yok. Biz size niye soracağız?”

22 Mart 2017 Çarşamba

22 Mart 2017 gazetelerine bakış

Manşet: Kafa karışıklığına 10 Cevap
Star bugün iktidara yakın gazetelerde hemen hemen her gün logo üstünde ve kenarda gördüğümüz yeni sistem güzellemesini 10 soru ile toptan gerçekleştirmiş. 10. soruya verilen cevap bu referandum sürecinde "evet"in neden hala somut bir şey anlatamıyor olduğunun kanıtı. Orta kısımdaki geniş fotoğraf Diyarbakır'daki Nevruz'dan. Dün İnternet sitesindeki haberde ilgisizliğin olduğunu duyuran gazete, bu sefer de olaysızlık üzerinden aktarıyor yaşananları. Tabi verilen mesajlar yok. Onun hemen altında ABD'nin Türkiye dahil 7 ülke için aldığı, büyük teknolojik cihazların uçak kabinlerine sokulmaması kararı "Haçlı İttifak" diye sunuluyor. Ve üstelik sadece THY öne çıkarılmış. Uyarı; içinde yine 3. havalimanının kıskanılmasını içerir. Sol altta Dink suikastı haberleri var. İhale FETÖ'nün ve Samast ile fotoğraf olayı ise kumpasmış. Bir zamanlar gururla paylaşılmıyor muydu oysa? Sürmanşet Erdoğan'ın sözlerini aktarıyor. Altında da Binali Yıldırım'ın bir iddiası gözüküyor. Tabi bunu sandık öncesinde duyurmak ilginç oldu. Hem bize ne?

Manşet: İşte O Gece
Takvim, 15 Temmuz'daki Genelkurmay görüntülerine "ulaşmış." İyi de bu ve benzer kayıtlar hemen her gün gazetelerde basılıyor. Ulaşmak demeyelim de paylaşmak diyelim iyisi mi! Sağ altta bir çocuk cinayeti haberi yer alıyor. Minik kızın adı Ekin. Başlıkta "söz sanatı" yapmak hiç de doğru olmamış. Orta kısımda Erdoğan'ın Avrupa'ya yönelik sözleri konumlanmış. Solda bir kadın cinayeti haberi. Star'da "Naylon poşette dehşet" başlığı ile duyurulan olay burada ise "Torba Cinayeti"diye verilmiş. Torba morba değil bu bir kadın cinayeti. Erkek vahşeti. Kaçağın resmi küçük, kadının resmi kocaman! Bu haberde bile akıldan dikkat çekicilik geçiyor ya!. Ben inanmıyorum ki tamamen temiz düşüncelerle bunu tasarlamış olsunlar. Pes, pes, pes... David Rockefeller'ın ölümü sonrası sosyal medya nabzına bakılmış. Takvim bu sanal ortam yorumlarını pek seviyor olmalı. Sağ en altta bir "komikli" paylaşım yer etmiş. Dibine kadar cinsiyet ayrımcılığı koktu. O hizada en üstte ise Sneijder'in eşine aldığı araba duyuruluyor. Yolanthe Cabau'nun fotoğrafı öyle büyük ki manşetin harflerine basmış. Haberin asıl malzemesi otomobil ise ufacık kalmış.

Manşet: Bu Ne Şimdi?
Soruyor Posta! Ne diyor, bu yasak diyor. İngiltere ve ABD'ye soruyor. "Bu ne şimdi?" derken acaba Trump özelinde bir hayal kırıklığı mı söz konusu? Logo altı haberlerinin solda yer alanı Tayfun Talipoğlu'nu unutmamış. İlk kez gördük böylece bugünkü gazetelerimiz içinde. Sağda Odintsova'nın haberi duyurulmuyor, "pazarlanıyor." Ekin Bebek'in katli alt kısımda. Yine burada da uzun bir bekleyiş sonrası dünyaya geldiğinden dem vuruluyor. AB'nin Genişlemeden Sorumlu Komiseri Johannes Hahn'ın sözleri de yer bulmuş. Uzakmışız Avrupa'ya. Sağ en alta da Nevruz sığmış. Kaçan bir kişinin polis tarafından öldürülmesi gözden kaçırılmamış.



Manşet: Meral Akşener'i susturamadılar!
Uzun bir süredir gündem olan ya da daha çok görmemezlikten gelinen Meral Akşener'in Niğde ziyaretinin nihayet gerçekleşmiş olması Yeniçağ'ın ilk gündem maddesi. Sürmanşette Türklük vurgusu ile Nevruz'un ilanı var. Manşetin altındaki küçük siyah zeminli bölümde ise Diyarbakır'daki etkinliklerin kötü yönleri veriliyor. Metinde "valilik izniyle" ibaresi bilinçli yerleştirilmiş sanırım. Alt kısım "operasyonel" faaliyetlere ayrılmış. Nevruz'da dur ihtarına uymadığı gerekçesi ile vurulan kişinin haberi de bu kısımda değerlendirilmiş. "Uymayınca" ibaresi ile olaya bir "doğallık" da katılmış. Sağ en altta Bulgaristan sınırındaki eylemler paylaşılıyor. Sağ üstte Ege adalarından Bulamaç'a yapılan "işgal"in vaziyeti gözler önüne serilmiş.


Manşet: Irak'ın Kuzeyi FETÖ'nün Üssü
Kürdistan Bayrağı hadisesi sonrası Aydınlık'ın Kürdistan Bölgesel Yönetimi ve Barzani üzerinden eleştirileri sürüyor. Burada gazete bu kez FETÖ kozu ile hareket etmiş. FETÖ ile Barzani bağı kurup "bakın ağırladığınız kişi ihanet çetesi ile" mi denilmek isteniyor yoksa AKP'nin hala FETÖ bağının sürdüğü mü ima ediliyor. Haberde biraz da Hollanda süsü eksik edilmemiş. Logo üstünde referandum gündemi var. Sürmanşet göze çarpıyor. Yine bir "anket krizi" meselesi. Bu ülke 1 Kasım sonuçlarını gördü. Dolayısı ile temkinli yaklaşmak lazım. Altta Afrin'le ilgili bir gelişme söz konusu. Ruslar "sağlam", sıkıntı yok! ABD ve İngiltere'nin uçak kararı, Talipoğlu'nun vefatı ve Akbank grevi solda küçük küçük de olsa ihmal edilmemiş.


İki manşet



Akşam: ÇEYREK ASIRLIK İHANET BELGESİ

*FETÖ'nün planlarını anlatan bir belge ele geçmiş. 25 yıl önce hazırlanmış. Akşam'a sormak gerek o 25 yılın 11'inde kimden güç aldı bu yapılanma diye.


Cumhuriyet: Hükümetin Ali'siz cemi

*Sandık öncesi AKP'nin cem töreni organizasyonu eksiğiyle, hızıyla Cumhuriyet tarafından okurlara duyuruluyor.