29 Mart 2017 Çarşamba

29 Mart 2017 gazetelerine bakış

Manşet: Kerkük Valisi Kışkırtıyor
Kerkük'te Kürdistan bayrağının resmi kurumlarda kullanılmaya başlanması kararı Yeni Şafak'ın gündeminde. Vali Necmettin Kerim odak noktası. "Hayır" ittifakına o da katılmış. Tabi Türkiye'deki bayrak olayı sonrası böyle çıkışların yapılması normal. O sıra dağılanları tekrar toplama çabası diye görüyorum bu tutumu. Sürmanşette Erdoğan'ın sözleri var. "Hayır" standını ziyaret etmesi, onun sözleri üzerinden aktarılıyor. Yanda gazetenin sandık nabzını ölçtüğü serisi mevcut. Tabi yine destekleyici görüşler var. Üstüne bir de başlık konuyu kilitliyor; "sandık var canım diktatör olmaz"... Sol en altta Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla'nın tutuklanması "skandal" diye görülmüş. Tabi Yeni Şafak'a göre biraz küçük kalmış bu haber. Skandalsa madem bas bas bağırması gerekiyordu. Yanında ABD'ye yönelik bir haber dikkat çekiyor. Yine birkaç gündür süren bir anlayışla yapılmış. Alttaki FETÖ'nün gizli toplantısını aktaran haberde akılma şu takılıyor; 7 kişiden bir yeniden yapılanma çıkar mı? Tartışılır. Korkutma haberciliğinin sınırı yok ne yazık ki. Sağda Almanya - FETÖ "dostluğu" hakkında bir iddia var. Son olarak Başbakan logo yanında yer bulabilmiş kendine.

Manşet: Avrupalılar Geliyor!
İlk olarak görünce "n'oluyoruz?" diyesi geliyor insanın. Neyse ki şezlong resmini fark edince, Milliyet'in haberinde turistlerin geleceğini anlıyoruz. Sürekli kızıp bağırsak da Avrupa'ya el muhtaç! Bir zamanların "Türkler Geliyor" (hatta başına "Anneciğim" de eklenirdi) başlıkları yerini buna bıraktı demek ki. Sağda en büyük boyutta Cumhurbaşkanı'nın "Hayır" çadırını ziyareti paylaşılıyor. Tabi Erdoğan'ın, çağdaşlığı salt betondan ibaret gördüğü cevabı seçmiş gazete başlığa ama stanttaki görevlilerin de farklı şeyler anlattığını unutmayalım. Kılıçdaroğlu'nun buna cevabı en altta küçük bir yerde. Araya Binali Yıldırım girmiş. Aslında hemen peşine konumlandırılsaymış güzel olurmuş. Alttaki diğer haberler karışık türden. Tillerson'un ziyareti göze çarpıyor. Aynı şekilde logo civarında da çeşitli haberler bir arada. Dursun Özbek'in sözleri Yeni Şafak'ta olduğu gibi ilk sayfaya düşmüş. Tabi bir çaba var neticede. Onca Galatasaraylı'ya sırt dönemez gazeteler. Ortadaki büyük fotoğraflı Erciyes haberi okuyucuyu "çağırıyor".

Manşet: Gerilim Siyaseti İşçilere Nasıl Yansıdı?
evrensel, işçilere bu kez Avrupa ile doğan "gerginliğin" ölçeğinde ses olmuş. Emekçilerin anlattıklarına göre krizin ilk günlerinde evete dönüş yaşanmış. Benzer sandık haberleri manşetin çevresinde. Erdoğan'ın "hayır" standı ziyareti sarı kutu içinde ve CHP'lilerin tarafından verilmiş. 20. Metin Göktepe Ödülleri'nin kazananları sürmanşette. Bu anlamlı ödüllere layık görülenlere tebrikler. En altta Suriyeli çocukların artık 5 yaşa kadar düşen çalışma yaşı ile ilgili bir mesele ele alınmış. Son günlerin fesih tartışması sağ üstte değerlendiriliyor. En altta da Özgür Gündem cezalarından bir yenisi paylaşılıyor.




Dört manşet



Star: AVRUPA'NIN EVET KABUSU

*Star, Prof. Dr. Nursin Ateşoğlu Güney'in değerlendirmelerini manşetleştirmiş. Avrupa CHP'den de çok çalışıyormuş ve 16 Nisan son şansmış.


Milat: YEŞİL HAİN!

*Sessiz sedasız destekleyici güç olarak çalışan Milat, bugün bayağı mide bulandırıcı bir manşet hazırlamış. Cem Özdemir hedefte. Spottaki "sözde Türk" ibaresinden, yanda "FETÖ'nün Finoları" sözüne kadar nefret kusuyor. İkinci paragrafın alt başlığında ve metninde Özdemir ile teklifi birlikte hazırladığı öne sürülen Sahra Wagenknecht hakkında ayrımcı ifadeler var. Halbuki haberin konusu ile bir ilgisi olmamasına rağmen.


Yurt: ÇADIR BASKINI!

*Yurt, Erdoğan'ın hayır çadırı ziyaretini baskın olarak duyurmuş. Spottaki cümleler de yaşananların büyük olaylar doğurduğunu düşündürüyor. Diyaloglarda ise gerginliğin yükseldiği konuşmalar seçilmiş.


Aydınlık: KÜLLİYE'DE PARALEL HÜKÜMET

*Aydınlık son günlerdeki ilgi çekici manşetlerine devam ediyor. Gezi'den bu yana "Erdoğan yanlış yönlendiriliyor" söylemini zaman zaman duyuyoruz. Gazete yine bu noktaya değinmiş. Erdoğan aslında daha farklı yönetebilirmiş. Danışmanların hedefinde Vatan Partisi de varmış. Bir dönem Binali Yıldırım da Başdanışman iken paralel hükümetin başıydı sonra normal hükümetin başına geçti. Sonu "aydınlık" olsun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder